Bir milletin bekası, diğer milletlere, hükümetlere karşı milli hâkimiyetini tanıttırabilmesi, her halde o hükümeti, o milleti teşkil eden fertlerin birleşme-
siyle mümkündür.
Bir millet ki, bir değildir, ayrıktır, şüphesiz o milletin milli hâkimiyeti de tehlikededir.
Zayıflamış, çökmüş, sonra belini doğrultmuş ve en ileri hükümetler arasına dahil olmuş veyahut çökmeye yüz tutmuş hükümetlerin çökme sebepleri, zayıflama sebepleri incelenecek olursa, aralarında birliğin yokluğu görülür.
Çünkü, bir millet birlik olmazsa, şahsiyat ile uğraşarak, diğer birinin makul olan fikirlerini çekemeyerek reddederse bir ayrılık kapısı açılmış olur ki, işte o zaman o milletin başına geçirilmiş şahsın fikrine, keyfine göre hareket edilmiş olacağından, bu hal türlü istibdada kapı açar. Bizi maziden haberdar eden ve bizim için bir ibret dersi yerine geçen tarihe bir kere dönüp bakalım, göreceğiz ki, bugün en ileri hükümetlerde bile pek kanlı, pek karanlık safhalar görülmüştür.
Ah!
İşte bu kanlı safhalara bir örnek daha arayacak olursak, o da müstebit Yıldız alçaklarının aziz vatanımızın bağrına açtıkları yaralardır. Gizli gizli tahrip ettikleri mağdur meskenler, mazlum vatan evlatları hep bu müstebitlerin, hep bu zalim Yıldızcıların!! hunhar pençelerine hedef olarak gittiler.
Aç vatan göğsünü Allah’ına aç
Çıkar da şühedânı meydana saç
Hizmet, 23 Nisan 1909, No: 18-160, 5.3.
Yorumlar