Gülüyordu : Mavi göke, bulutlara, göllere;
Gülüyordu : Minâreye, kiliseye, her yere;
Gülüyordu : Akan suya, uçan kuşa, çiçeğe;
Gülüyordu : Yangınlara, hançerlere, her şeye.
Hekim geldi, ona dahî gül dudaklar açıldı;
Tombul eller uzanarak : “Hıh, hıh!” diye atıldı;
Çok geçmedi, ev içine yayıldı bir yaygara;
Mini mini bir bâzudan kan damlattı bir yara.
Şimdi her kim kendisini kucaklamak isterse,
En sevdiği oyuncağı göstererek, “Gel!” derse,
Artık öyle atılmıyor, elleriyle itiyor.
Sonra o gül dudağını kıvırarak alıyor;
Ninesinin kucağında kendisini saklıyor
Ve başını kaldırarak, “Anne, deh, deh yap!” diyor.
Yorumlar