Sevgili Zevcem,
Bugün posta haricinde Istanbul’a gidecek bir vapur var. Bu mektubu şu vapurla gönderiyorum. Görüyorsunuz ki mektub yazmakta hiçbir fırsatı kaçırmıyorum. Sizin merakda kalmanızı istemem. Ben ruhumu hiç üzmüyorum. Allahın inayetiyle ümidliyim. Biz yakında yine kavuşacağız. Bu ümidledir ki vücudum da âfiyetdedir. İnsanın ruhu meserretli bulundukça vücudu da sıhhatli olur. Bu sözleri yazmakdan maksadım, kalbini şen tutarak vücudunu hastalandırmamanı istemekdir. Senin ufak bir rahatsızlığın, çocukları da hasta eder. Ben de burada ye’simden hastalanırım. Hülâsa, sinirlerine hâkim olarak sıhhatine ve çocukların sıhhatine iyi bakmalısın. Senden beklediğim en büyük lütuf budur.
Gazeteler ve mektublarınız geliyor. Fakat eşya henüz gelmedi. İhtimal ki yarınki posta ile çıkacakdır. İki gün sonra yine mektub yazacağım. Çünki posta vapuru vardır.
Senihe’nin, Hürriyyet’in, Türkân’ın, Fatma’nın, Zeki’nin gözlerinden öperim. Nedim Beğ’e, Feyziye Hanım’a, Hocahanım’a, Zekeriyya Beğ’e selâmlar ederim. Südne’nin, Selime’nin, İkbal’in hâtırlarını sorarım. Bâki, âfiyet ve istirahatinizi temenni ederim, aziz zevcem!
Zevciniz Ziya GÖKALP
Salı, 15 Temmuz 1335 (1919)
Yorumlar